ALADAĞ’DAKİ
YURT FACİASI ÜSTÜNE
---İsmail KARA---
1999 depreminden sonra yapı denetim
şirketleri kuruldu.
Yeni yapılan inşaatların denetimine,
sağlamlığı sağlamak için önem verildi.
İş bununla kalmadı. Daha önce yapılmış
olan binalar da (başta kamu binaları olmak üzere) depreme dayanıklılığı
açısından kontrola tabi tutuldu. Dayanıklı olmadığı saptanan binaların
güçlendirilmesine gayret edildi.
Tüm bunlar, güzel çalışmalar.
Lâkin, her şey her yerde tam işlemiyor.
Özellikle okul, dershane, hastane, yurt
gibi çoklu insanları barındıran binalar; eskiden yapılmışsa bunların yapısal
özelliği üzerinde mutlaka durulmalı, yangına
ve
depreme karşı güçlendirilmelidir. Bu bakımdan tüm belediyelere ve yapı denetim
firmalarına çok önemli işler düşmektedir.
Türkiye, aradan geçen 17 seneye rağmen
1999 depremlerini unutmadı. Bina yönünden her ne kadar sıkıntılar giderilse de,
ölenlerin geri getirilemediği gibi yüzbinlerce insanımızın uğradığı travmalar
da tedavi edilemedi.
Bir Hollanda atasözü şöyle der; “Bir
eşek aynı çukura iki kere düşmez”.
O yıllarda yaşanılan
çok büyük sıkıntıları ve benzerlerini tekrar yaşamamak ve bu ülkeye yaşatmamak
için başta devlet kurumlarımız olmak üzere, elimizden gelen her türlü önlemi
titizlikle almalıyız.
Göz göre göre insanlarımızın ölmesine,
çeşitli acı ve ıstıraplara uğramasına asla göz yumamayız, yummamalıyız.
Şunu unutmayalım ki, hepimiz
birbirimizden sorumluyuz.
Birimizin hatası ya da ihmalinin
cezasını, bir başkasının ya da başkalarının çekmesini herhalde istemeyiz.
Aksini düşünen veya yapan, zaten
haindir.