7 Ağustos 2014 Perşembe

UZAĞI GÖRENLER

     UZAĞI GÖRENLER
                                                                                                ---İsmail KARA---
     Ben teknolojide yapılan yeni icatlar, ilerlemeler karşısında insanlığın da hep daha çok ilerleyeceğini; doğruluğun ve dürüstlüğün tavan yapacağını düşünürdüm. Genç bir öğrenciyken kafamda bu tür düşler dolaşırdı.

    Savaşların bir daha yaşanmayacağını, insanların birbirine kıymayacağını, hatta ormanlara, canlılara, doğal güzelliklere özenle sahip çıkılacağını hayal ederdim.

   Yanılmışım. İnsanların egolarından vazgeçmeyeceklerini, kişisel çıkarlarını insanî çıkarlardan üstün tutmayı sürdüreceklerini hiç düşünmemiştim. Ve doğruların artacağı yerde, aksine eğrilerin çoğalacağı da aklımın ucundan bile geçmemişti.

    Ta, M.Ö.427-347 yıllarında yaşamış olan Eflatun’un aşağıdaki sözlerinin de tarihe gömülüp kalacağını umardım.

“ ...Eğrilerin en önemli özelliği doğru olmadan DOĞRU GÖRÜNMEKTİR. En büyük eğrilikleri işlerken adı en doğru adama çıkar. İşlediği suçlardan biri ortaya çıkarsa, güzel sözler söyleyerek herkesi suçsuzluğuna inandırır. Gerekirse zenginliğine, gücüne ve dostlarına güvenerek zor kullanır, eğriliklerini doğru olarak kabul ettirir. Düşmanına ve doğru kişilere karşı üstünlük sağlar, kazanç sağlar, zenginleşir, çevresine iyilik eder. Çevresi kalabalıklaşır. Böylece eğrileri savunanlar çoğalır, her yönde etkin bir kişi olur, iyi bir hayat sağlar. Tanrılara bol bol tantana ile kurban keser.
    Doğru adam ise; doğruları savunduğu, eğrileri ortaya çıkardığı için baskı görür. O zaman doğru olarak değil, doğru görünmek gerektiğini anlar. Böyle kişiler eğriler tarafından, EĞRİ OLMAKLA  suçlanır. Çoğunluk eğri olduğundan veya eğrilik güç kazandığından DOĞRU ADAM eğrilikle tanıtılır. Doğrular pasifize edilmiş olur.
    Maharetleri EĞRİ OLUP ADINI DOĞRUYA ÇIKARMAKTIR.
    Kötülüğe akın akın gider insanlar,
    Rahattır, yakındır kötülüğün yolu,
    Erdemin ise alın teri koymuş önüne tanrılar”.

    Oysa, ben çok yanılmışım. Yanıldığımı da çok geç anlamışım.

    Eflatun gibi bilginler meğer ki, yüzyıllar-bin yıllar sonralarını görür ve insanlığın geleceğini keşfedermiş. Ne mutlu onlara !
   
    Ben ve benim gibi nice insanlar bugün, birkaç yıl sonrasını bile göremiyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder