HANCI DA
ÖKSÜZ KALDI
İsmail KARA
Öğrencilik yıllarım
ve sonrasında ünlü bir şiir ve şarkı olarak dinlediğimiz “Hancı” da öksüz
kaldı.
Şair, Bekir Sıtkı
Erdoğan 24 Ağustos 2014 Pazar günü akşam saatlerinde vefat etti.
Türk Edebiyatında
Hisarcılar Ekolü olarak bilinen dönemin içinde yer alan Erdoğan, HİSAR Dergisini
uzun sürfe çıkaran hocam Mehmet Çınarlı’nın en yakın arkadaşlarından biriydi.
Derginin hem önce, hem de birkaç yıl aradan sonra tekrar yayınlandığı
zamanlarda Çınarlı ve Erdoğan hep birlikteydi.
Maliye Okulunda
öğrencisi olduğum yıllarda Hisar Dergisinde zevkle okurduk Erdoğan’ın
şiirlerini… Ben “Hancı” yı ezberlemiştim hatta.
1965’de Hisar’ın
jübilesi yapıldığı gün, Ankara’da kendisini yakından tanıma şerefine de nail
olmuştum. Dergide yazı ve şiirleri yayınlanan şair ve yazarlar hemen hemen tam
kadro oradaydı.
Bekir Sıtkı Erdoğan
1926 da Karaman’da doğdu. Kara Harp Okulunu ve daha sonra Ankara Dil ve Tarih
Coğrafya Fakültesini bitirdi. Kıta subaylığı yaptı. Bazı askeri ve sivil
liselerde edebiyat öğretmenliğinde bulundu.
Şiirlerinin bazıları,
Türk Sanat Müziğinde şarkı olarak da yerini aldı.
Başta HANCI olmak
üzere, şimdi şiirleri öksüz kaldı.
Şairimize Allah’tan
rahmet, Türk Edebiyatına ve sevenlerine baş sağlığı dilerim.
H A N C I
Gurbetten
gelmişim, yorgunum hancı!
Şuraya bir yatak ser yavaş yavaş
Aman karanlığı görmesin gözüm!
Beyaz perdeleri, ger yavaş yavaş.
Şuraya bir yatak ser yavaş yavaş
Aman karanlığı görmesin gözüm!
Beyaz perdeleri, ger yavaş yavaş.
Sıla
burcu burcu... ille ocağım!..
Çoluk çocuk hasretinde kucağım...
Sana her şeyimi anlatacağım,
Otur baş ucuma, sor yavaş yavaş.
Güç bela bir bilet aldım gişeden;
Yolculuk başladı Haydarpaşa'dan!
Hancı n'olur, elindeki şişeden,
Birkaç yudum daha ver yavaş yavaş!
Ben o gece, hem ağladım, hem içtim,
İki gün, diyardan diyara uçtum...
Kayseri yolundan, Niğde'yi geçtim;
Uzaktan göründü, Bor yavaş yavaş...
Garibim; her taraf bana yabancı,
Dertliyim; çekinme, doldur be hancı!
İlk önce kımıldar hafif bir sancı;
Ayrılık sonradan kor yavaş yavaş...
Bende bir resmi var, yarısı yırtık,
On yıldır evimin kapısı örtük!
Garip, bir de sarhoş oldu mu artık;
Bütün sırlarını der yavaş yavaş...
İşte hancı! ben, her zaman böyleyim,
Öteyi ne sen sor, ne ben söyleyim...
Kaldır artık, boş kadehi neyleyim,
Şu bizim hesabı, gör yavaş yavaş...
Çoluk çocuk hasretinde kucağım...
Sana her şeyimi anlatacağım,
Otur baş ucuma, sor yavaş yavaş.
Güç bela bir bilet aldım gişeden;
Yolculuk başladı Haydarpaşa'dan!
Hancı n'olur, elindeki şişeden,
Birkaç yudum daha ver yavaş yavaş!
Ben o gece, hem ağladım, hem içtim,
İki gün, diyardan diyara uçtum...
Kayseri yolundan, Niğde'yi geçtim;
Uzaktan göründü, Bor yavaş yavaş...
Garibim; her taraf bana yabancı,
Dertliyim; çekinme, doldur be hancı!
İlk önce kımıldar hafif bir sancı;
Ayrılık sonradan kor yavaş yavaş...
Bende bir resmi var, yarısı yırtık,
On yıldır evimin kapısı örtük!
Garip, bir de sarhoş oldu mu artık;
Bütün sırlarını der yavaş yavaş...
İşte hancı! ben, her zaman böyleyim,
Öteyi ne sen sor, ne ben söyleyim...
Kaldır artık, boş kadehi neyleyim,
Şu bizim hesabı, gör yavaş yavaş...
Bekir Sıtkı ERDOĞAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder