PAZAR
KEYFİ
Daktilo Makinesi
Eskiden
bir söz vardı hani; “Tüfek icat oldu, mertlik bozuldu”
diye…
Bilgisayar icat oldu, daktilo makinesi unutuldu. Bir
süre
ben ve benim gibi eskilerin yeni teknolojiye uyum
sağlaması
pek de kolay olmadı. Fakat, daktilo makinesinin
de
belleklerden tamamen silinmesi yine uzun yıllar alacak.
Pek
çoğu da antik eşyalar arasında yerini bulacak.
Hakkında
Basri İmece’nin şiiri gibi şiirler de yazılmayacak.
Tuşların parmaklarım
altında
Ne kadar haşin?
Peki Sabahat’ın elinde
Neden yumuşak sesin?
Cevap daktilo
makinesi
Yoksa sen
Erkek misin?
*
Götürme Sanatı
Şair
dostum Tahsin Şentürk, bir zamanlar
“Götürme Sanatı”
adlı
bir şiir karalamış;
Küçük çalıp
Kodesi boylayacağına
Büyük çal
Leyleği havada gör
-İstikamet Amerika-
Şentürk
bu şiiri yeniden yazsa, sanırım şöyle bitirirdi;
“Büyük çal
Üstüne sünger çek
Mal sahibi, mal”…
*
Seçme Özlü Sözler:
Son
yıllarda evlilikten ziyade boşanma sayısındaki artış
oldukça
dikkat çekici… Bu hafta sözleri evlilik konusunda
seçelim
istedik.
-İlk
karını sana Tanrı, ikinci karını insanlar, üçüncü karını ise
şeytanlar
gönderir. (Japon Atasözü)
-Evlenmeden
önce gözlerinizi dört açarsanız, evlendikten sonra
yarı
yarıya kapatabilirsiniz. (Benjamin Franklin)
-İnsan
ömrünün en önemli olayı iyi bir eş seçimidir. (Drusus)
-Bir
kere evlenmek ödev, iki kere evlenmek eğlence, üç kere
evlenmek
çılgınlıktır. (Hollanda Atasözü)
-Başarısızlığa
uğrayan evlilik değil, evlenen insanlardır. (Fosdick)
-Evlilik
zamanın gittikçe kuvvetlendireceği tek bağdır. (A.Maurois)
(Sayın Av.Orhan
Dinçel’e teşekkür ve saygılarımla)
*
Mehmet Çınarlı’dan bir inci;
“Kalenin burçlarında dalgalanan bayrağı görüp,
iyimserliğin son haddine kadar gidenler var. Kalenin içinde söylenen türküleri
işitip, yaşamaktan ümidini kesenler bulunduğu gibi. Gerçek ne odur, ne de bu.
Kalenin içi alındıktan sonra, bayrağın burçlardan indirilmesi sadece bir an
meselesidir. Ama, yalnızca kalede söylenen türküleri dinlemek, susanları hesaba
katmamak da yanlış”. (Kasım 1969)
*“
ILGAZ ANADOLU’NUN…”
Temmuz
1986 da Kastamonu Açıksöz Gazetesinde yayınlanmış bir makalem var;
“Ilgaz
Anadolu’nun sen yüce bir dağısın”. Yazımın sonları şöyle;
“Ilgaz burada
mağrurdur. Acımaz. Sizi yokuşa sürer de sürer. Adeta meydan okur. Teknik
ilerledikçe insanlar da böyle nice dağlara meydan okuyor. Sen misin, bana rahat
geçit vermeyen?
Getirirler bir sürü
makineleri… Girerler dağın içine, köstebek gibi tüneller kazarlar.
Öğrenildiğine göre
Ilgaz’a da böyle bir meydan okunacak yakında. Üçbin metrelik bir tünelle,
vermem dediği geçit kolaylığı elinden alınacak onun…
Ama gene de ne
etseler şarkılarını unutturamayacaklar;
Ilgaz Anadolu’nun sen
yüce bir dağısın”…
Aradan
25 yıla yakın zaman geçti.
O
zamanlar için adeta “rüya” diyebileceğimiz bu şey gerçekleşmeye başladı. Geldi
bir sürü iş makinesi, başladılar dağı delmeye…Ilgaz tünelinin yapımına başlandı
ve devam ediyor.
*
Bir dörtlük ;
İnsanları
küçümseyip kırmaktan
Duyarsız,
vicdansız, katı olmaktan
Tenkit
ile alay edip gülmekten
Daima
kaçınır dikkat ederim
(Sevil Mısırlıoğlu)
*
Değerli
okurlar hepinize saygılar sunuyor, iyi ramazan ve iyi bir bayram diliyorum
şimdiden…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder