Sokaklarda, caddelerde, parklarda dolaşırken hep aklıma kediler geliyor.
Kediler ne kadar temiz yaratıklar...Kakalarını toprağa yapmadan önce, biraz kazarak bir çukur açarlar. İhtiyaçlarını giderdikten sonra o çukuru kapatırlar. Üstüne üstlük bir de kontrol ederler; acaba iyi kapattılar mı?..
İnsanlara gelince, her yeri kirletmekte son derece ustalar. Çekirdek yerler sokak, cadde, park demezler; kabuklarını oldukları yere atarlar. Az ötedeki çöp kutusuna giderlerse zahmet olur. Piknik yaparlar, atıklarını orda bırakırlar. Ellerindeki boş sigara paketlerini, kâğıt parçalarını, su içtikleri pet şişeleri, otolarının camlarından bile rahatça caddeye sokaklara fırlatıverirler. "Fırlatma!" diye bağırsan, kavga çıkarırlar. Ak kaşık olurlar. Şu çağda bazı apartman sakinleri, pencereden aşağıya halı çırpar, çöp atar, kirli su dökerler. Bütün bu ve bunun gibi olaylardan dolayı güzelim şirin parklarda, cadde ve sokaklarda insana yakışır temizliği görmek çok zordur.
Düşünen bir varlık olan insanlar, çoğu kez içgüdüsüyle hareket eden kediler kadar olamazlar. Neredeyse kakasını bile altına yapıp gidecek derecede temizlik fukarası insanlar vardır. Hele böylelerini o tertemiz kedilerle kıyaslamakta zordur.
Parklar, caddeler, sokaklar ve benzeri yerler ortak malımızdır. Ortak mallar aslında daha iyi korunması gereken yerlerdir. Evinizde de çöplerinizi, yemiş kabuklarını ortaya atıyor musunuz? Yoo... Ama eviniz kendinize aittir. Dilerseniz atabilirsiniz. Dışarıdan hiçbir kimse karışamaz, karışmaz.
Ortak kullanım alanları için neden titizlik göstermiyoruz o halde? Diyeceksiniz ki, "Eğitim, ğitim, eğitim"...
Ya kardeşim, kediler öyle temizlik içgüdüsü için hangi eğitimi görüyorlar acaba?.. Söyler misiniz?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder