MAKSAT ÜZÜM YEMEK DEĞİL
---İsmail KARA---
Padişah Murat, ülkede içki içmeyi yasaklatmış. Her yerde sıkı denetim. Bu
da yetmiyormuş gibi kıyafet değiştirip halkın arasına girerek denetime bizzat
katılmak istemiş.
Denizin kenarında dolaşırken sandalcının birine yaklaşmış ve
-Sandalcı arkadaş, beni şöyle biraz gezdirebilir misin? Sandalcı da;
-Olur, buyurun, demiş ve biraz açılmışlar.
Sandalcı şişeyi açmış az tıktıktan sonra müşterisine uzatarak,
-Siz de için, deyince müşterisi;
-Ya bunu Sultan Murat yasaklatmadı mı? Sandalcı;
-Olsun! Onun hükmü karada geçer, iç sen iç! Demiş… Müşterisi de biraz içmiş
şaraptan. Sandalcı;
-Azizim kardeşim, ya bu Sultan Murat yanlış yapıyor gibi sitemlerde
bulunurken, müşteri bir ara;
-Yeter yahu, Sultan Murat benim deyince, sandalcı;
-Yahu iki fırt içmeden kendini padişah sanıyorsun, dolusunu falan içsen kim
bilir ne yapacaksın?
Tabii bu bir hikâye ama yakında aynen olacağa benzer.
Son zamanlarda iktidar bir uygulama başlattı Sultan Murat misali… Saat 22
oo den sonra içki satışı yasak… Duyduğum kadarıyla, denetimi de hızla devam
ediyormuş. Bazı büfelere değinilen saatten sonra içki satmadığı halde,
satmışçasına ceza kesildiğini duydum. Büfeciler ve benzeri içki satışı yapan
yerler, haksızlığa da maruz kalacaklarını düşünerek; işyerlerini saat 22 oo der
demez kapatmaya da başlamışlar nitekim. Bazı yerlerde de içenler, “Bana içki vereceksin” diye satıcıları tehdit ederek olay
çıkartmışlar, darp ve silahlı yaralamaya kadar varan hareketlerin olduğunu
haberlerde okuduk/izledik.
Durumu normal olarak değerlendirecek olursak;
1.Perakende içki satıcıları büyük bir darbe yedi, işlerini terk etme
noktasına doğru sürükleniyorlar. Bazıları işyerini kapatıp bulabildikleri
ücretli bir işe girmeye başlamışlar. İş bulamayan ve başka bir iş kurma imkânı
olmayanlar ne yapsın?
2.İçki, şarap satılmayınca; üretim de duracak. Üretim durunca fabrikaları,kapanacak. Fabrikalar kapanınca, işsizlik artacak. Dağıtımla ilgili sektör ve
çalışanlarında da aynı sıkıntılar tabiî...
3.Bağcı üzümü satamayacak. Bağını sökecek. Dolayısıyla üzüm üreticisi de
büyük bir darbe yemiş olacak. Üzüm pazarı da nakliyecileriyle darbe yemiş
olacak.
Buna şimdi “Maksat üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek” denmez de, ne denir?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder