BİZİM
KÖYDE BAYRAM
İsmail KARA
Çocukluk
hayatım köyde geçti.
Ortaokulu
bitirdikten sonra yolum Ankara’ya düştü. Lise tahsilime ve memuriyetime orada
devam ettim. Bazen başka şehirlere taşınsak da Ankara’yı mesken tuttuk.
Kurban
bayramından yeni çıktık ama aklıma da hep köydeki eski bayramlar geldi.
Bayram
namazından sonra köylüler toplanarak mezarlığa giderler, imam orada dualar
okurken, diğerleri “amin” derdi. Sonra herkesin getirdiği köy yapımı helvalar
ve ekmekler bir yerde toplanır, karıştırılır ve herkese belirli ölçülerde
yeniden dağıtılırdı. Dağılma saati başlayınca insanlar yakınlarının mezarlarına
gidip dua ederek evlerine dönerlerdi. Dahası var tabii…
Çocukluğumdaki
bayramlarda köy konumuna uygun olarak üçe bölünür ve her biri tüm köylüye üç
gün öğle saatlerinde yemek verirdi. Yakın köylerden de yemeğe gelenler olurdu.
Harman
yerleri eğlence parkına döner, köyün hanımları ve çocukları çeşitli oyunlar ve
eğlenceler çıkarırlardı.
Bir
yanda da büyük, küçük erkekler aralarında eğlenirlerdi.
Herkesin,
ama herkesin yüzü gülerdi. Kahkahalar eksilmezdi.
Özetle
bayram, tam bir bayram gibi yaşanırdı.
Bayram sevgiydi, sevgilerin gürleştiği zamandı. Bayram, coşkuydu.
Bayram sevgiydi, sevgilerin gürleştiği zamandı. Bayram, coşkuydu.
Sonra
ne mi oldu?
Yemek
verme, toplu halde yeme işleri ortadan kalktı.
Eğlence
ve oyunlar da sona erdi.
Ama
mezarlık ziyareti (ki, buna “zıyrat” derler) vb.devam ediyor.
Köyümüzdeki
bayram kültürü, yaklaşık 35-40 yıl önce böyle bir değişikliğe uğradı. Fakat,
neden, niçin uğradı? Anlatması zor.
Bir
bayram kültürü değildi değişen… Örneğin, “imece” usulü de kalktı ortadan.
İmece,
köylüler arasında önemli bir dayanışma idi. İnsanlar işi yarım kalan
komşularının yardımına severek koşarlardı. Ne güzeldi.
*
Önce sevgiye başladı
saldırı,
Onu ta ötelere
ittiler.
Kaçarken zavallı
sevgi
Bataklığa daldı.
Onu orada bırakıp
gittiler.
İnsanlar sevgisiz
kaldı
Ve sevgisizlikten
bittiler.