29 Temmuz 2014 Salı

BAYRAM KEYFİ -3

BAYRAM KEYFİ -3

Yekta Sözleri
Üstat, şair ve yazar Yekta Güngör Özden’in “Özlü Sözler-
Sözde Sözler” adlı eserinden bazı özlü sözlerini sizler için seçtik.
-Su, kabına; çamur, kalıbına göre biçimlenir.
-Nerden geldiğini bilmeyen, nereye gittiğini bilemez.
-Çürükler çürümüşlüğü, kokmuşlar da kokuşmuşluğu yeğler.
-Demokrasi bahçesinde her tür çiçek açar, hattâ ayrık otları
da vardır.
-Doğrudan kaçan, yanlışta direnir.
-Ettiğinle övünme, etmediğinle dövünme.
-Gerçeği söylemekten çekinenler, gerçeklerden korkanlardır.
-Gösteriş en gülünç, en pahalı yanılgıdır.
--Büyük gemiler büyük limanlara yanaşır.
-Hak’ka saygı duymayanın, hakkına saygı duyulmaz.
-Haklar ve özgürlükler, insanlığın onuru ve erdemidir.
-Korumadığınız hak ve özgürlüklere lâyık olamazsınız.
-Gençler! Fırıldakların değil, ışıldakların peşinden gidiniz.
-İlkesiz ve ülküsüz insan, insan değildir.
*
Çağdaş Olur
Sakın çürütme özünü
Uyanı ol aç gözünü
Mutluluğun ak yüzünü
Süzen insan çağdaş olur
     Gezme gaflet hülyasında
     Varsan vatan sevdasında
     Şu çağdaşlık deryasında
     Yüzen insan çağdaş olur.
Koruyalım kıtamızı
Anlayalım hatamızı
Yüreğine ATAMIZI
Kazan insan çağdaş olur.
(Ozan Vahit Çetin)
*
Sıcak dondurma
Bu Elif’in fıkrasından sonra, gerçekten yaşanmış bir
Elif fıkrası daha geldi aklıma… Arkadaşımız Mualla
Hanımın Elif adlı bir kızı vardı, o zamanlar beş yaşındaydı.
Dondurma yemekten hastalanan Elif’e annesi, onu
yasaklamıştı. Bir gün ana kız dondurmacı yanından
geçerken, Elif annesine seslendi;
-Anneciğim, sıcak dondurma var mı?
*
Ozan Fedai diyor ki
Haçlının solukları ensemizden gitmedi
İçimizde hainler uyumadı yatmadı
Mekteple medresenin  kapışması  bitmedi
Türk kimliği saklandı  devşirme çıktı öne
*
Demokrasi
Demokrasi, her ne kadar halkın kendi kendini idare etmesine dayalı bir yönetim biçimi ise de, geri kalmış ülkelerde  suistimale de açıktır. Bu yüzden bazı ülkelerin yönetimi “sözde demokrasi” den ibaret kalabilmektedir. İyi ve ileri bir demokrasi için halkın aydın olması, dolayısıyla demagoglara kanmaması gerekir.
Ayrıca şunu belirtmek isterim ki, demokrasinin temeli “adalet” dir. Adaletin olmadığı ya da işlemediği bir ülkede demokrasiden söz edilemez.
*
Ömer Kalafat’ın yakınması
Düşene vuran yaşıyor
Yumurta kıran yaşıyor
Finişe varan yaşıyor
Benim dünyam böyle değil
Çok cahil kalmışım, cahil
*
Fazıl Bayraktar’dan mesaj
Sevin dostlarınızı gönül sıcaklığınca;
Sırt dönün dargınlığa, kine, nefrete, hınca;
Sevmenin, sevilmenin, dostluğun kıymetini,
Gün gelir anlarsınız yapayalnız kalınca.
 
*










Yalan üstüne bazı sözler
-Günah işlemenin birçok aletleri vardır. Fakat, yalan hepsine uyan bir saptır.
(Holmes)
-Yalanlar, gerçeklerle bağdaşamadıkları gibi, genellikle kendi aralarında da çatışırlar. (Daniel Webster)
-Eğer bir yalan, uzun bir süre yeterince tekrarlanırsa, sonunda o yalan bir gerçekmiş gibi algılanır! (Dr. Joseph Paul Goebells) 
-Beni mahveden şey; bana yalan söylemiş olman değil, sana bir daha inanmayacak olmam. (Victor Hugo)
-Halkın bir kısmını her zaman, hepsini bir zaman aldatabilirsiniz ama halkın tümünü her zaman aldatamazsınız. (A.Lincoln)
-Yalan söylemek, iftira etmekle çıkarılan fitne, kılıçla çıkarılan fitneden de kötüdür. 
(Hz.Muhammed)

BAYRAM KEYFİ -2

BAYRAM KEYFİ -2

Yekta Sözleri
Üstat, şair ve yazar Yekta Güngör Özden’in “Özlü Sözler-
Sözde Sözler” adlı eserinden bazı özlü sözlerini sizler için seçtik.
-Dinini kin, kinini din yapanlar, Allah yolundan sapanlardır.
-Vatanı olmayanın dini, aklı olmayanın Allah’ı olmaz.
-En büyük din düşmanı, dinden-imandan soğutandır.
-İnsanın en yakın dostu, en yakın düşmanı da kendisidir.
-Dost dosta güç verir, güçlük vermez.
-Düşünceye ve inanca saygı, insana saygının temelidir.
-Demokrasiyi ve insan haklarını kötüye kullananlar,
demokrasi ve insan hakları düşmanlarıdır.
-Eleştiriye katlanamayanlar, övgü bekleyenlerdir.
-Fazla mal göz çıkarmaz, söz çıkarır.
-Aydınlıktan kaçanlar, karanlıkta boğulurlar.
*
Yalan Üzerine Hadisler
 - İman sahibi, her hataya düşebilir. Fakat, hainlik yapamaz ve
   yalan söyleyemez.
 - Yalandan sakının, yalan fücura, fücur ise cehenneme götürür.
 - Yalan yere yemin etmek, evleri ıssız bırakır.
 - Yalan söylemek, iftira etmek ile çıkarılan fitne, kılıçla çıkarılan 
   fitneden de kötüdür.
 - Münafıklığın alâmeti üçtür; konuştuğu zaman yalan söyler,
   vaadettiği zaman vaadinden döner, kendisine emanet olunana
   hıyanet eder.
 *
O Bayramlar Hani
Bayram demek takvimdeki yazımı
Bayram hasret,bayram ağrı,sızı mı?
Açıp yüreğimi,yumup gözümü,
Özüne girdiğim bayramlar hani

Bayram af günüdür,barış günüdür
Bayramlar rahmete giriş günüdür
Bayram,hak menzile varış günüdür
Gönlümü verdiğim bayramlar hani
(Abdurrahim Karakoç)

   O Boğulmasın
   Çok beğenilen bir nükte, son zamanlarda bir hayli konuşuldu. Çocuğu
doktora götürmüşler. Doktor muayene sırasında sormuş;
   - Sen su içmiyor musun? Çocuk;
   - İçmiyorum, deyince doktor;
   - Herkesin günde bir kaç litre su içmesi gerekiyor ama sen neden?
Çocuk masumane bir tavırla;
   - İçimdeki Atatürk boğulmasın diye içmiyorum.
   (Milletçe içimizdeki Atatürk'ün boğulmaması dileğimdir)
   *
   Keçi Burcu
   İki şair Arif Nihat Asya ile Halil Soyuer Defne dergisi bürosunda
idiler. Gazetesini okuyan Soyuer, Asya'ya seslendi;
   - Üstat, burcunuz ne? Arif Nihat ;
   - Keçi burcu... Soyuer şaşırdı ve dedi ki;
   - Fakat öyle bir burç yok... Arif Nihat;
   - Ya anlasana Halil! Oğlak idi, büyüdü keçi oldu.
   (Her ikisini de rahmetle anıyorum)
 *
   Celal Bayar Diyor ki
   - Atatürk'ü sevmek ibadettir.
   Emperyalist batının yurdumuzu paylaşmaya kalkışma isteği ile el birliği halinde
saldırması karşısında büyük bir azim ve cesaretle kurtuluşumuzu sağlayan, yeni
ve modern bir Türkiye yaratan, Türk halkını özgürlüğe kavuşturan Ulu Önder' e biz
çok şey borçluyuz. O ve silah arkadaşları ile vatan ve millet uğruna kendilerini feda
eden tüm şehitlerimizi rahmetle anıyoruz.
*     Beni unutuyorsunuz
    Mahkemede iki tarafın avukatları kıyasıya kavgaya tutuşmuşlardı.
    - Bay avukat, siz aptalsınız. Öteki;
   - Hayır, siz dünyanın en aptal adamısınız... derlerken, hakim
   masaya vurdu;
   - Baylar, burada beni unutuyorsunuz!
  

27 Temmuz 2014 Pazar

BAYRAM KEYFİ -1

BAYRAM KEYFİ

Yekta Sözleri        
Üstat, şair ve yazar Yekta Güngör Özden’in “Özlü Sözler-
Sözde Sözler” adlı eserinden bazı özlü sözlerini sizler için seçtik.
-Adalet duygusunu yitirenin ölüden farkı yoktur.
-Adalet, dünyanın temelidir.
-Aklını yitirenden daha tehlikelisi, terbiyesini yitirendir.
-Tanrı bizi akılsız başlarla adaletsiz yüreklerden korusun.
-Bir parmak bala aldanan, bir avuç zehiri de içer.
-Ateşle oynayan yanmaya, adaletle oynayan adaletsizliğe
katlanmalıdır.                           
-Aydınların aymazlığı en utandırıcı uyuyuştur.
-Bağnaz, bilgiyi de bilgilendirmeyi de istemeyendir.
-Taş derinde, baş yerinde ağırdır.
-Bayanları geride kalan uluslar ileri gidemez.
-Yararlanılmayan bilgi, kullanılmayan paraya benzer.
-Su, kabına; çamur kalıbına göre biçimlenir.
-Damlaya damlaya göl, kuruya kuruya çöl olur.
-İnsanın en önemli damarı, ar damarıdır.
Ayran iç amca
Sıcak bir yaz günü köyden atıyla kasabaya gelmekte
olan Ahmet dayı, fena halde susamış. İlk eve yaklaştığında
kapı önünde oynayan çocuğa;
-Oğlum bana bir su verir misin? Deyince çocuk;
-Ayran getireyim amca, der ve bir çanak ayran getirir.
Ahmet dayı bir dikişte içer. Çocuk;
-Amca yine getireyim der ve koşup bir çanak daha getirir.
Çocuk üçüncü kez ayran getirmek isteyince, Ahmet dayı;
-Tamam oğlum, annen kızar. Çocuk;
-Kızmaz amca, biz onu zaten dökecektik. İçine fare düştü de…
Ahmet dayı elindeki çanağı yere fırlatır. Çocuk bu kez bağırır;
-Anne ! Amca köpeğin çanağını kırdı.
Metrodaki bazı gözlemlerim
*Adam 60-65 yaşlarındaydı. Saçının, sakalının rengi, bunu
gösteriyordu.  Trene binmişti. Etrafına bakındı. Boş yer yoktu.
Dikildiği yerin yanında oturan gençler, ona bakmıyor, görmezden
geliyorlardı yer vermemek için… Sonraki durakta ikisi kalktı ve
trenden indi. Kendi kendime sordum; Sonraki durakta
ineceksiniz madem, neden o yaşlı adama kalkıp yer vermediniz?
*Bir gün de ben trene bindim. Bulunduğum yerde ayakta
sadece ben ve genç bir kız var. Birisi inmek için kalktı. Genç kız,
70 yaşındaki bu adamı hiç umursamadı ve hemen oraya oturdu.
Üstelik sonraki durakta da kalkıp indi. Buna ne dersiniz?
*Tren vagonlarındaki her kapının üst kısmında bir yazı var;
Kapılara yaslanmayın, tehlikelidir”. Bu yazıları okuyan sanırım
çok az. Görünüşte kültürlü olan pek çok gencin, aksine kapılara 
yaslandıklarını görüyoruz. İkaz etmek de pek zor oluyor.
*Yine vagonlarda hiç okunmayan başka bir yazı daha var, o da
şu; “Beyaz koltuklar gazi, engelli, hamile ve yaşlılara ayrılmıştır”.
Kimsenin bu yazıda belirtilen kurallara uymadığını görüyoruz.
Ramazan Bayramını kutladık
Bu yılda Müslümanlar orucunu tuttu, ibadetini yaptı. Sonunda da
bayramı kutladık; akraba ve dostlar birbirini ziyaret etti. İkramlarda
bulundular, ikramları kabul ettiler. Küsler barıştılar. İnsanlar sevgi
ve saygıda yarıştılar. Kendi kendime dedim ki; “Hergün bayram olsa”.
Tabii bayramı buruk yaşayanlar da oldu. Ülkesinde savaş olan, kan
dökülen, anasını-babasını, kardeşini, çocuğunu kaybeden, açlıkla,
yoklukla, acılar içinde mücadele eden Müslümanlar var. İnsanlar var.
Onlara da daima sabır, huzur ve kolaylıklar diliyoruz.
Vatan (Sn.Nurettin Özdemir’in şiiri 2.Bölüm)
Nurettin Özdemir, Hukukçu, Eski Milletvekili
şair ve yazar.
Vatan,
İsparta halısında bir gül
Ve Kütahya çinisinde
Ateşten bir laledir.

Vatan,
Ayder Yaylasının yeşilliğinde
Dağların, bulutların gözyaşı,
İp-ince bir şelaledir.

Vatan,
Hazar Gölü kıyısında
Şiirli bir akşam
Ve eski Harput’ta
Burcu yıkılmış bir kaledir.

Vatan,
Hudutta kolu bükülmeyen Fırat,
Ve Diyarbakır ovasında
Bereket taşıyan bir Dicle’dir.

Vatan,
Hakkari’de sıradağlar
Ki bölünmez
Yürek yüreğe, el eledir.



İzmir yollarında dolu dizgin bir süvari
Ve yağız atların boynunda
Zaferle uçuşan bir yeledir.

Vatan,
Ankara’da “Anıtkabir” da
Yanıpta, sönmeyecek bir meş’aledir.
***






















19 Temmuz 2014 Cumartesi

PAZAR KEYFİ

P A Z A R  K E Y F İ
                                                                                       İsmail KARA
Seçme Özlü Sözler (Hürriyet)
“Tanrı bize hem hayat, hem de hürriyet vermiştir” (Jefferson)
“Bana ya hürriyet verin, ya da ölüm” (Patrick Henry)
“Nihayetsiz bir hürriyet düşünülemez, hakların en büyüğü olan hayat hakkı bile mutlak değildir” (Atatürk)
“Hürriyet başkalarına verilmedikçe, alamayacağımız tek şeydir”
(William Allen Vhit)
“Kendi geleceği için hürriyetten vazgeçmek isteyenler; ne geleceği, ne de hürriyeti hak etmişlerdir” (B.Franklin)
“Hürriyet ancak, halkın hükümeti kontrol ettiği yerde başlar” (J.Dyden)
“Yalnız hür olarak soluk almak, hürriyeti getirmez” (Goethe)
“Tanrı hürriyeti, ancak onu arayanlara verir” (Webster)
“Hürriyet tarihin kaybolmayan tek değeridir” (A.Camus)
“Bir saatlik, bir günlük hürriyet, tutsaklık altındaki ölümsüzlüğe bedeldir”  (Addison)
“Ruhunda istiklâl olmayanlar, hür değildirler” (H.Ziya Ülken)
“Başka milletleri hürriyetlerinden mahrum edenler, er geç kendi hürriyetlerinden mahrum olurlar” (A.Lincoln)
*
Muharrem Demirbaş’tan bir damla;
“Kâbe kadar kutsal gönüllere gir,
Sanma gözden kaçar, yazılır bir bir,
İlâhi kompütür hepsini bilir,
İğneden ipliğe sorulur bir bir,
Denizi, deryayı aşar gidersin”.
(Tekrar tekrar okursak, verilen mesajı daha iyi anlarız)
*
 “Özlü Sözler-Sözde Sözler”
Anayasa Mahkemesi E.Başkanı, şair ve yazar ağabeyim Yekta Güngör
Özden’in çok güzel veciz sözleri var. Bunları 100 sayfalık bir kitapta toplamış. Gelecek yazımızda bazılarından bir demet sunacağım.
*
Sevil Mısırlıoğlu diyor ki;
İnsanları küçümseyip kırmaktan
Duyarsız, vicdansız, katı olmaktan
Tenkit ile alay edip gülmekten
Daima kaçınır dikkat ederim
*
Tahsin Şentürk’ün takıntısı bu kez tabelalar;
Bu ne özgüvensizlik, ne özenti;
Bir başka memlekettesin sanki... 
Yabancı yazımlı tabelalar basmış şehri;
Türkçem, Türk'ün yabancı dili !
*
Bir Fıkra
Yoksul bir adam ağır bir hastalığa yakalanmış. Ziyarete gelen bir
yakını;
-Kuzum, niçin bir hekim çağırmıyorsunuz?
Hasta adam ağır ağır cevap vermiş,
-Biz yoksul kişileriz, kendi kendimize de ölmesini biliriz.
Şiir, şiir derken;
Şiir derken aklıma şair ve yazar ağabeyim, eski parlamenter
Nurettin Özdemir ve O’nun “Vatan” şiiri geldi. İlk bölümünü hep
birlikte okusak diyorum.

VATAN -1-

Vatan,
Antalya’da bir mavi su,
Posof’ta bir çorak tarla,
Gümüşhane’de bir yemyeşil bahçedir.

Vatan,
Kelkit’te bir kardeş mezarı,
Zonguldak’ta bir maden işçisi,
Rize’de çay toplıyan bir gelin
Ve seccade namaz kılan
Bir ihtiyar annedir.

Vatan,
Ceylanpınar’da bir ince ceylan,
Edirne’de bir ince minaredir.

Vatan,
Konya’da Hazreti Sultan Mevlana
Ve Eskişehir’de Yunus’u biçaredir.

Vatan,
Hudut boylarında dalgalanan
Güzel bayrağımız,
Hare, haredir.

Vatan,
Küçük ellerinin avuçladığı
Sade bir toprak parçası değil çocuğum,
Toprakla büyüyen bir kutsal düşüncedir.
*
Orman yangınları
Her yaz ormanlarımız cayır cayır yanıyor. Bu yıl da pek çok yangın oldu.
Dikkatsiz, tedbirsiz, ağacın ve yeşilliğin kıymetini hiç bilmeyen, vurdum duymaz insanlar yüzünden güzel yurdum yıldan yıla kel olacak, giderek çöle dönecek. İleride evlâtlarımız bizi şöyle yad edecek;
Ormanlarını yakan
Bir ırkın ahvadıyız.
Bizleri çöle atan,

Atalar evlâdıyız.

12 Temmuz 2014 Cumartesi

İNSANLIK NEREYE ?

İNSANLIK NEREYE?
                                                                                                      ---İsmail KARA---
Dünyada teknolojik yönden hızlı bir ilerleme yaşandı ve yaşanıyor.Çoğumuzun adını bile hiç duymadığı, bilmediği ürünler-cihazlar icat edildi.

Fakat çoğu zaman yazdığım üzere insanlık, maalesef aynı çizgide gelişmedi. Aksine sürekli kan kaybetti, yani geriledi. Uzmanların ifadesine göre bu, böyle de devam edecek. Peki, bu gidişle dünyanın ve insanlığın sonu nereye varacak? Şahsen zaman zaman düşünüyor ve olumlu şeyler söyleyemiyorum.

2000’de bir şiir yazdım. Aşağıda sunuyorum;

BİR GÜN KOKAR

Öylesine değiştik,
Öylesine değiştirdik ki;
Bambaşka oldu dünyamız.
İşimiz, gücümüz para,
Her düşüncemizde çıkar,
Düşlerde bile onlar var.
*
Manevi değerlerimiz çöktü,
İnsanlar maddeyi seçti,
Değişip, çok şeyden geçti.
Nerede sevgi, saygı, vakar?
Bu düzen ki bir gün kokar.
*
Aramıza girmiş sıra dağlar,
Bizi, bize bağlayan bağlar,
Günden güne çürür, kopar…
Boşuna dememiş atalar,
“Ateş, düştüğü yeri yakar”.
(12.03.2000)
*
İşinize giderken, dönerken, sokak ve caddelerde gezerken; insanların yüzlerine hiç dikkatlice bakıyor musunuz? Bakıyorsanız, suratlarının hali dikkatinizi çekiyor mu?
Sıradan insanların yüzleri gülüyor mu? Yoksa suratların çoğunluğu asık mı? Uzun yıllar öncesi ile şimdiki zamanı kıyaslıyor musunuz?

Şahsen, ben çocukluğumdaki samimi ve candan gülümseme şeklindeki yüz ifadelerini göremiyorum.

Çünkü, insanların çoğunluğunun gerçek yüzleri, bence ceplerinde…

 

6 Temmuz 2014 Pazar

P A Z A R K E Y F İ

PAZAR KEYFİ

Daktilo Makinesi
Eskiden bir söz vardı hani; “Tüfek icat oldu, mertlik bozuldu”
diye… Bilgisayar icat oldu, daktilo makinesi unutuldu. Bir
süre ben ve benim gibi eskilerin yeni teknolojiye uyum
sağlaması pek de kolay olmadı. Fakat, daktilo makinesinin
de belleklerden tamamen silinmesi yine uzun yıllar alacak.
Pek çoğu da antik eşyalar arasında yerini bulacak.
Hakkında Basri İmece’nin şiiri gibi şiirler de yazılmayacak.
Tuşların parmaklarım altında
Ne kadar haşin?
Peki Sabahat’ın elinde
Neden yumuşak sesin?
Cevap daktilo makinesi
Yoksa sen
Erkek misin?
*
Götürme Sanatı
Şair dostum Tahsin Şentürk, bir zamanlar  “Götürme Sanatı”
adlı bir şiir karalamış;
Küçük çalıp
Kodesi boylayacağına
Büyük çal
Leyleği havada gör
-İstikamet Amerika-
Şentürk bu şiiri yeniden yazsa, sanırım şöyle bitirirdi;
“Büyük çal
Üstüne sünger çek
Mal sahibi, mal”…
*
Seçme Özlü Sözler:
Son yıllarda evlilikten ziyade boşanma sayısındaki artış
oldukça dikkat çekici… Bu hafta sözleri evlilik konusunda
seçelim istedik.
-İlk karını sana Tanrı, ikinci karını insanlar, üçüncü karını ise
şeytanlar gönderir. (Japon Atasözü)
-Evlenmeden önce gözlerinizi dört açarsanız, evlendikten sonra
yarı yarıya kapatabilirsiniz. (Benjamin Franklin)
-İnsan ömrünün en önemli olayı iyi bir eş seçimidir. (Drusus)
-Bir kere evlenmek ödev, iki kere evlenmek eğlence, üç kere
evlenmek çılgınlıktır. (Hollanda Atasözü)
-Başarısızlığa uğrayan evlilik değil, evlenen insanlardır. (Fosdick)
-Evlilik zamanın gittikçe kuvvetlendireceği tek bağdır. (A.Maurois)
(Sayın Av.Orhan Dinçel’e teşekkür ve saygılarımla)
*
Mehmet Çınarlı’dan bir inci;
“Kalenin burçlarında dalgalanan bayrağı görüp, iyimserliğin son haddine kadar gidenler var. Kalenin içinde söylenen türküleri işitip, yaşamaktan ümidini kesenler bulunduğu gibi. Gerçek ne odur, ne de bu. Kalenin içi alındıktan sonra, bayrağın burçlardan indirilmesi sadece bir an meselesidir. Ama, yalnızca kalede söylenen türküleri dinlemek, susanları hesaba katmamak da yanlış”. (Kasım 1969)
*
ILGAZ ANADOLU’NUN…”

Temmuz 1986 da Kastamonu Açıksöz Gazetesinde yayınlanmış bir makalem var;
“Ilgaz Anadolu’nun sen yüce bir dağısın”. Yazımın sonları şöyle;
“Ilgaz burada mağrurdur. Acımaz. Sizi yokuşa sürer de sürer. Adeta meydan okur. Teknik ilerledikçe insanlar da böyle nice dağlara meydan okuyor. Sen misin, bana rahat geçit vermeyen?
Getirirler bir sürü makineleri… Girerler dağın içine, köstebek gibi tüneller kazarlar.
Öğrenildiğine göre Ilgaz’a da böyle bir meydan okunacak yakında. Üçbin metrelik bir tünelle, vermem dediği geçit kolaylığı elinden alınacak onun…
Ama gene de ne etseler şarkılarını unutturamayacaklar;
Ilgaz Anadolu’nun sen yüce bir dağısın”…
Aradan 25 yıla yakın zaman geçti.
O zamanlar için adeta “rüya” diyebileceğimiz bu şey gerçekleşmeye başladı. Geldi bir sürü iş makinesi, başladılar dağı delmeye…Ilgaz tünelinin yapımına başlandı ve devam ediyor.
*
Bir dörtlük ;
İnsanları küçümseyip kırmaktan
Duyarsız, vicdansız, katı olmaktan
Tenkit ile alay edip gülmekten
Daima kaçınır dikkat ederim
(Sevil Mısırlıoğlu)
*
Değerli okurlar hepinize saygılar sunuyor, iyi ramazan ve iyi bir bayram diliyorum şimdiden…