27 Mart 2014 Perşembe

L Â F (Yazı - İsmail KARA)

L Â F

“Lâf”, bu gün bu kelime üstünde biraz durmak istiyorum.
 “Falan şunu demiş, lâf”,
“Lâfı değiştirdi”,
“Lâf aramızda”,
“Lâfı geçti”,
“Lâfını ettiler”,
“Lâfı açıldı”,
“Lâfa tuttu”,
“Lâfını kestim”, gibi bazı cümleler kurulur, ya da cümle içinde kullananlar olur.
Sahi, nedir bu “lâf”?..
Sözlüklere baktığımızda, lâf; söz lakırdı, sonuçsuz yararı olmayan söz, boş söz olarak değerlendirilmektedir.
Esasen tek kelimeyle “lâf”, boş söz anlamında kullanılır.
Bunun için bir kişiyle konuşurken “lâfını kestim” demek, çok yanlıştır.
Neden? “Boş boş konuşuyordun, araya girdim” demiş olunuyor. Yani
karşımızdaki kişiye ve konuşmasına değer vermediğimiz gibi bir anlam çıkıyor ortaya… İşin gerçeği de bu aslında. Fakat, kelimenin gerçek anlamını bilmeden kullanma durumu, “masumiyet” sözcüğünün ardına
gizlenerek; kişiyi kurtarıyor. Ancak bu, kişinin kültürel noksanlığını kapatmıyor.
“Lâfınızı kestim” cümlesi, ne yazık ki radyo ve televizyon sunucuları ile
en üst seviyelerde yer alan pek çok kişi tarafından kullanılabiliyor.
Bu yanlıştan kaçınmak gerek.
Kimse, kimseyi boş konuşmakla (masumane de olsa) itham etmemeli…
Gerçekten boş konuşanlar yok mu? Var tabiî… Onlar için kullanılıyorsa, amenna… Diyecek bir şey yok!
Toplumda çok konuşan ve çoğunlukla da boş konuşan bir hayli insan vardır. Bunlar yersiz ve ilgisiz konuşmalarıyla dinleyenleri sıktığının farkına bile varmazlar. Yani, Konuştuklarının çoğu “lâf” tır. 
Bilgi ve kültürlü insanlar, yerli yerinde konuşmaya ve kelime seçimine özen gösterirler.
Yalnız, şunu da unutmamak gerek;


15 Mart 2014 Cumartesi

P A Z A R K E Y F İ -28-

P A Z A R  K E Y F İ  -28-

Seçme özlü sözler ;
-Kendi kendine saygı göstermek, insanın
giyebileceği en asil bir elbisedir. (Samuel Smiles)
-Yaşam deneyleri, en iyi öğretmenlerdir,
ama okul masrafları çok fazladır. (Carlyle)
-Şu dünyada güvenip de aldatılmayan pek
az insan vardır. (Eliza Cook)
-Bir kimse sizi ilk defa aldatırsa suç onundur;
fakat ikinci defa aldanırsanız bilin ki suç
sizindir. (Sarah Bernhard)
-Günah arıya benzer, onun gibi ağzı ballı,
fakat kuyruğu zehirlidir. (Hossea Ballon)
-Kötülüğün içine kolay girilir, fakat zor çıkılır.
(Maintenon)
-Düşünce her faaliyetin kaynağıdır. Kaynak
temiz olursa, her şey de temiz olur. (D.Carnegle)
Birkaç fıkra ;
Haso oğlunun getirdiği karneye hiç bakmadan sormuş;
-De bakalım ula, zayıfın var mı?
Oğlan boynunu bükerek;
-Aha bir tek tabiattan zayıf almişam.
Haso gülmüş;
-Alırsın tabi hergele, ananın tabiatı ne ki senin ne olacak.
*
-On yıldır posta memurusun, on yıldır Tanrı’nın günü
mektup damgalıyorsun. Ne sıkıcı iştir bu? Bıkmadın mı?
-Neden bıkayım ya hu, her gün tarih değişiyor.
*
Temel futbol maçı seyrediyormuş.
-Pu ortada koşan siyahlıya pozulayrum. Maçın paşından
peri oraya buraya koşayi, daha topa teyemedi.
*
Ekmek Çaldın Kodesi Boyladın
Banka batırmadın!..
Hayali ihracat, ihale derken
Devleti trilyonlarca hortumlamadın!..
Mafyalığın, çete kurmuşluğun yok!..
Amerika’ları, Almanya’ları
komşu kapısı yapmadın!..
Otel-motel kapatmadın!..
Bağdat Caddesinde kaza’n yok!..
Hazine hapazlamadın!..
Bir kez denk durmadın,
hayatında bir kez!..
Fırının önünden geçerken
sıcak ekmek kokusuna dayanamadın!..
(Tahsin Şentürk – Hal ve Gidiş’ten)
*

*
Türkiye’m

Seni seviyorum Türkiye’m;
Sen gönlümde nur,
Alnımda gurur,
Beynimde huzursun !

Seni seviyorum Türkiye’m;
Sen içimde nar,
Sen eşsiz bir yar,
Ruhumda baharsın !

Seni seviyorum Türkiye’m;
Sen başımda taç,
Derdime ilâç !
Sevgiye muhtaç,
Sevgiye aç’sın !

(İsmail KARA)
*
Seçim ;
Mart ayı sonunda yapılacak olan mahalli
seçimlere adaylarla birlikte halkımızın büyük
bir çoğunluğu odaklandı.
Seçime katılmak ve oy kullanmak bir 
vatandaşlık borcudur. Tüm seçmenlerin bu
görevi yerine getirmesi gerekir. Bilinçli her
seçmenin ülke geleceğine olumlu katkı
sağlayacağı da bilinen gerçeklerdendir.
Lütfen görevimizi yerine getirelim !




 


14 Mart 2014 Cuma

H.RIDVAN ÇONGUR'U RAHMETLE ANIYORUZ.

H.RIDVAN ÇONGUR
(26.97.1932-14.03.2013)

Şair ve yazar Çongur, Bilecik’te doğdu. A.Ü.İlahiyat Fakültesini bitirdi. 1959 da TRT’de spiker olarak çalışmaya başladı. Söz yayınları şefi, TRT İl Yayınları müdürlüğü, radyo müdürlüğü, yayın uzmanlığı, program danışmanlığı, yapımcılık, başkanlık, bakanlık ve başbakanlık müşavirliği gibi birçok görevden sonra 1982 de emekliye ayrıldı. Bundan sonra 15 yıl bazı fakültelerde ders verdi.
En çok TRT radyolarında yaptığı ve sunduğu programlar ile gür sesiyle de dikkat çekti.
Çongur, HİSAR Dergisinin de şair ve yazarları arasında yer aldı.
Birçok kitaplar hazırladı ve yayınlandı.  
İlk yazıları 1950'de İkbal'de (Eskişehir) çıktı. Varlık, Türk Yurdu, Türk Dili, Hisar, Çağrı, Töre, Millî Kültür, Türk Edebiyatı gibi dergilerde şiirleri, hatıraları, denemeleri yayınlandı.
Şiirleri: Ses (Şiir hakkında düşünceleriyle birlikte, 2001). Denemeleri: Özleştirmede Aşırı Davranılmış mıdır? (1963), Dil Tartışmaları (1963), Hukuk Dilinde Özleşme (1965), Söz Sanatı-Güzel Söz Söyleme (1999), Dil ve Edebiyat Tartışmaları (2001). Hatıraları: Edebiyat Dostlarım (1. cilt, 2001). Biyografileri: Tevfik İleri (1987), İlhan Geçer-50. Sanat Yılı (1989), Ahmet Tufan Şentürk (1997), Yahya Kemal Beyatlı, Doğan Kasaroğlu (1998), Adnan Öztrak (1999), Prof. Dr. Remzi Oğuz Arık (3. bs. 2001), Orhan Şaik Gökyay (Nail Tan ile, 2002).
O’nunla, şair ve yazar (manevi babam) Ahmet Tufan Şentürk’ün evinde en çok da Cuma günleri bir arada olur, sohbet eder, yemek yapıp yerdik.
Şentürk’le ilgili bir belgesel film de hazırlamış ve TRT de yayınlanmıştır.
Kendisine şunu söylerdim; “Abi siz ve Semih Sergen’in, yerleri kolay kolay doldurmayacaktır bence… Bu ses ve diksiyonlar kimsede yok”. Gerçekten buna inanmışımdır. Bugün dahi radyo dinlerken, diksiyon olarak beni çok etkileyen bu sesleri arıyorum.
14.03.2013 de vefat eden Rıdvan Çongur ağabeyimi rahmetle anıyor ve mekânının cennet olmasını diliyorum.


 

8 Mart 2014 Cumartesi

P A Z A R K E Y F İ -27-

P A Z A R  K E Y F İ -27-

Bu günü kadınlarımıza ayıralım istedik
Çünkü, “8 Mart Dünya Kadınlar Günü” dün kutlandı.
Kadınlarımız hakkında söylenecek çok söz var tabiî…Fakat
biz, sayfamızla yetineceğiz.
*
Kadınlar hakkında seçme özlü sözler ;
En mükemmel kadın, çocuklarına babalarının yokluğunda baba olabilecek kadındır. “GOETHE”
Modası geçmeyen birkaç şeyden biri de kadındır. “RALSTON”
Kadınlar omuz omuza sıralandıklarında aradan kimse geçemez. “LİNDA”
Eğer bir kadın yeterince hırslı, kararlı ve yetenekliyse, yapamayacağı hiçbir şey yoktur. “LAWRENSON”
 Zeki bir kadın hazinedir. Güzel ve zeki bir kadın güçtür. “GEORGE MERADİTH”
Tanrı, kadını ağzı laf yapan yakışıklı erkeklerden korusun. “BALZAC”
Kadınların erdemi erkeklerin en büyük keşfidir. “SKİNNER”
Dünya kadınsız var olmaz, gelecek kadınların elindedir. “JOAN COLİNS”
Kadınlar başarılarını elde ettikleri zenginliklerle değil, çevrelerinde biriktirdikleri sevgiyle ölçerler. “LİNDA”
Bir kadının başarısı, başka bir kadının başarısını hazırlar. “VANDERBİLT”
Bir kadına güzel olduğunu söylemeyin; ona başka bir kadının onun gibi olamadığını söyleyin ve göreceksiniz ki bütün kapılar açılacak. “JULES RENARD”
Bir kadının yüzündeki ifade, üzerindeki giysiden çok daha önemlidir. “DOLE CARNEGTE”
Seven bir kadın için sevdiği erkeğin yüzü, ona tıpkı denizin denizciye göründüğü gibi görünür. “BALZAC”
Kadın her şeyi affeder, fakat asla unutmaz. “CONFİCİUS”
Kadını güzel yapan Allah, sevimli yapan şeytandır. “VİCTOR HUGO”
Güzel bir kadın gözü, iyi bir kadınsa gönlü okşar. “NAPOLEON”
Kadın erkeği kılıçsız zapteder ve ipsiz bağlar. “TOLSTOY”
Kadınlar erkeklerden daha çok hikmet sahibidirler; daha az bilir, daha çok anlarlar. “J. DUHAMEL”
 Kadın insanın gölgesi gibidir; kovalarsanız kaçar, kaçarsanız kovalar. “CHAMFORT”
Kadınların gözleri keskin, zekâları uyanık, düşünceleri vesveseli olur. “MAUPOSSANT”
Bir kadın ya sever, ya nefret eder; ortası yoktur. “SYRUS”
Kadın kendi başına ne gül goncasıdır, ne de diken; koklamasını bilirsen gül, tutmasını bilmezsen diken olur. “H.REFİK KARAY”
Kadın kocasının delikanlılıkta sevgilisi, olgun çağda arkadaşı, ihtiyarlıkta hastabakıcısıdır. “BACON”
*
KADIN

Kadın yaratıcıdır Havva anadan beri¸
Özveri onda, sevgi onda, güven onda,
Bambaşkadır dünyada yeri…
Kadın doğayı ısıtan, aydınlatan güneştir,
Kadın karanlığa karşı, sonsuz bir ateştir.

Kadın sevginin en büyük beşiğidir,
Kadın nesillerin yıkılmaz eşiğidir.
Kadın kanun gibidir her yaşta,
Kadına daima saygı duyarım
Her yerde, her zaman, en başta…
(İnsaf  KILIÇ)
*


















KADINLARIMIZ

BABA, GARDAŞ, KOCA VURUR BAŞINA 
NE ACILAR ÇEKER KADINLARIMIZ 
DERTLERİNİ KATIK EDER AŞINA 
ÇOK GÖZYAŞI DÖKER KADINLARIMIZ 

BİR TATLI SÖZ DUYSA SEVİNÇTEN UÇAR 
SEVGİYLE BESLENSE ÇİÇEKLER AÇAR 
IZDIRAP GAM KEDER İHANET BİÇER 
ALIN TERİ EKER KADINLARIMIZ 

SEVGİDE CÖMERTTİR AŞK İLE COŞAR 
ÇALIŞIR ÇIRPINIR TEPDİLİ ŞAŞAR 
YİRMİSİNDE SAÇLARINA AK DÜŞER 
OTUZUNDA ÇÖKER KADINLARIMIZ 

SATILIRLAR BAŞLIK DENEN PARAYA 
ADALET VARMIDIR KONSUN DARAYA 
ERKEĞİN YAPTIĞI SÖZDE TÖREYE 
NEDEN BOYUN BÜKER KADINLARIMIZ 

EKSİK ETEK DERLER ADAM SAYMAZLAR 
HAKKI SAVUNANLAR HAKKA UYMAZLAR 
FERYADIMIZ ARŞA ÇIKAR DUYMAZLAR 
HEP AĞITLAR YAKAR KADINLARIMIZ 

SAÇIMIZ UZUNMUŞ AKLIMIZ KISA 
KADIN EL KİRİYMİŞ ERKEK EL YUSA 
CAHİLLER YARGILAR KORUMAZ YASA 
ÖLÜR TEKER TEKER KADINLARIMIZ 

KİMLERİN HÜKMÜDÜR KİMİN ONAYI 
BULAMADIK VİCDAN DENEN MANAYI 
KORUMUYOR ANA YASA ANAYI 
AHI ARŞA ÇIKAR KADINLARIMIZ 

GÜLÇINAR KADINLAR CANDAN YARALI 
DERTLERİMİZ DİZİM DİZİM SIRALI 
CANLAR YAKAN BUNCA YANLIŞ KURALI 
ELBET BİRGÜN YIKAR KADINLARIMIZ

Aşık Ayten Gülçınar
*




Kadına şiddet
Aileler toplumun, dolayısıyla milletin temel taşlarıdır.
Aileler yapısal olarak ne kadar sağlam olursa, toplum da
o kadar sağlıklı olur. Bu da hepimizin beklentisidir.
Kadına şiddet, töresel olgu ve cinayetler;
ailelerimizi çökerten, parçalayan, toplumda derin yaralar
açan kötü sonuçlar doğurur.
(İnsaf KILIÇ – AGİKAD Başkanı)
*
Kadın, dünyanın her yerinde kutsal bir varlıktır. Kadın
olmayınca, erkeğin de olması mümkün değildir. Çünkü,
kız-erkek herkesi o doğurur. Hz.Muhammed, bir hadiste
şöyle der; “Cennet anaların ayağının altındadır”. Ne yazık
ki, buna rağmen Müslüman ülkelerde kadın daha çok hor
görülmekte, aşağılanmaya ve şiddete maruz kalmaktadır.
Bu bence fazlasıyla üzücüdür.
(İsmail KARA- Şair ve yazar)  
*
KADIN: SİLİNMEZ ADIN
Kadın: Nerede iyilik, güzellik varsa, oraya doludizgin koşar atın.
Kadın: Yerlerde sürünüyorsa kadın, dövülüyor sövülüyorsa; hak hukuk, adalet göstermeliktir, hepsini kaldırıp atın
KADIN: Var diye yatın katın, istediğin kadını satın alacağını sanma sakın; eline geçecek vücuttur, ruh değil. Ona bütünleşmek istiyorsan önünde saygıyla eğil.
Kadın: Sevecenliğin, özverin gençlere örnek olmalı, insanlık nedir bilmeyenlere anlatılmalı; yazılmalı insanlık defterinin en başına adın.
Kadın: Aşkın gökkuşağıdır o; gönülden sevmek yoksa işin içinde, ona sadece cinsellikle yaklaşmak aşk değil, tuzağıdır.
Kadın: İster her yanını kapatın, ister açın; yok edemezsiniz çekiciliğini, dişiliğini. Boşuna uğraşmayın. Bencil erkekler, o güzelliği kapalı kapılar ardında saklamayın.
Kadın: Sevgin, ilgin, neşen ve gülümsemen coşturur ruhumuzu, doyulmaz tadın.
Kadın: Sen varsan yanımızda, atarız mutluluğa çiçekli bir adım.
Kadın: Sevgilisidir edebiyatın, anasıdır sanatın. O yoksa yetim kalır şiir, öksüz olur öykü. Kadındır dünyayı gökkuşağı renklerine bezeyen türkü.

(Erhan TIĞLI)

-------------------------ANNE OLMAK---------------------------
Anne olmak : Umut etmek demektir...

Anne olmak : Asla vazgeçmemek demektir...
Anne olmak : Hesapsızca sevmek demektir...
Anne olmak : Sorumluluk demektir...
Anne olmak : Sadece KENDİNİ düşünmekten ÖMÜR BOYU VAZGEÇMEK DEMEKTİR
Anne olmak : Her zaman yapacak işleri olmak demektir...
Anne olmak : Dünyanın öbür ucunda da olsa ÇOCUĞUNUN SIKINTISINI HİSSETMEK DEMEKTİR..
Anne olmak : Kaç yaşına gelmiş olursa olsun çocuğunun AÇ OLUP OLMADIĞINDAN endişelenmek demektir...
Anne olmak : Çocuğunu gördüğüne her defasında coşkuyla sevinmek demektir...
Anne olmak : Uykusuz geceler demektir...
Anne olmak : Sınav kapılarında beklemek, yeniden ÖĞRENCİ olmak hatta ASKER olmak demektir...
Anne olmak : Hayatı çocuğuyla birlikte yeniden yaşamak ve öğrenmek demektir...
Anne olmak : Güçlü ve cesur olmak demektir...
Anne olmak : BAMBAŞKA BİR ŞEYDİR ...!
BİZ ERKEKLER,  EŞLERİMİZ OLMADAN BAŞARILI OLAMAYIZ.

6 Mart 2014 Perşembe

VERGİ HAFTASI VE İNÖNÜ

VERGİ HAFTASI VE İNÖNÜ

                                                                                                                                    İsmail KARA
Her yıl mart ayının ilk haftası, Maliye Bakanlığı gelir idarelerince, adeta bir bayram havası içinde kutlanır.
Vatandaşlarımıza ve vergi ödemekle yükümlü olanlara (mükelleflere) “verginin önemi” üstüne çeşitli mesajlar verilir.
Vergi bence en basit bir şekliyle şöyle tarif edilebilir; vatandaşların devlet yönetimine ve ülke hizmetlerine katılım payıdır. Bir bakıma, kazanca göre verilen “zekât” dan pek farklı değildir.
Vergiler olmasa, devlet hizmetlerini veremez. Çok az sayıdaki ülkede, devletin vergi dışında yeterli gelir kaynakları vardır ve oralarda ya hiç vergi yoktur, ya da çok düşük oranlardadır.
Vergi deyince de aklımıza en çok gelir ve kurumlar vergisi gelir.
Gelir vergisi, gerçek bağlamda her yıl mart ayında kişisel gelirlere dayalı olarak verilen beyannamelere göre tahahkuk ettirilir (hesaplanır) ve ödenir. Kurumlar vergisinin beyan ayı ise nisan ayıdır. Kurumlardan maksat, ticaret şirketleri ve benzeri kuruluşlardır.
Bunların dışında her gün ödediğimiz bazı vergiler de var. Örneğin KDV (Katma Değer Vergisi)… Satın aldığımız ürünlerin hemen hemen tamamı için ödenen bedele KDV de dahildir. Ya da başka tüketim vergileri öderiz.
Yukarıda verginin zekâttan farklı olmadığını söylemiştik. Bu sebeple vergi ödemek bir vatandaşlık borcu olduğu kadar, kutsaldır da…
Ben de Maliye Bakanlığında vergi memurluğundan başlayarak, bazı görevlerde bulundum.
Bugün Selanik Caddesinde bulunan Çankaya Vergi Dairesinin bir zamanlar değerli bir mükellefi vardı; İsmet İnönü… Merhum İnönü’yü ve eşi Mevhibe hanımı, orada bizzat gördüm. Verginin kutsiyetine inanan İnönü vergisini vergi dairesine bizzat gelerek kendi eliyle öderdi. Ben bunu hiç unutmuyorum ve de unutamam.
Gönlüm ister ki; vergi mükelleflerimiz ve tüm vatandaşlarımız (yasa koyucular ve maliyeciler dahil) İnönü gibi verginin kutsiyetine inansın.


1 Mart 2014 Cumartesi

P A Z A R K E Y F İ -26-

P A Z A R  K E Y F İ -26-
Seçme özlü sözler :
-Yüksek bir mevkie yerleşen alçak bir kişiden
daha kötü bir şey olamaz. (Claudianus)
-İman sahibi her hataya düşebilir. Fakat, hainlik
yapamaz ve yalan söyleyemez. (Hadis-i şerif)
-Sevdiğimiz insanın her yalanında bir doğru,
sevmediğimiz her insanın her doğrusunda
bir yalan ararız. (Sevda Cint)
-Aydın insan; araştırır, yargılar ve sonuca varır.
Cahil, yobaz insan; duyar, görür ve hükme varır.
-Hiçbir şey insan kadar yükselemez ve onun kadar
alçalamaz. (Holderlin)
-Dahiliğin mutlak bir sınırı vardır, aptallığın asla.
(A.Einstein)
-Böcek olmayı kabullenenler, ezilince şikâyet
etmemelidirler. (F.Schiller)





Kürk
Asırlar değişti çoktan Hocam,
Ama zaman, halâ o zaman…
Niye diye soracaksın amma,
Düşünceler değişti sanma !
Kürkün kıymeti aynıdır yine,
Rağbet yok eskisine…
(İsmail Kara)
*
Dümbelek ve Parsa
Binayı kuran başka “Borsa” açık gözlerin,
Parası ödense de “arsa” açık gözlerin…
Bu âlem böyle gelmiş böyle devam edecek,
Dümbelek çalan başka “parsa” açık gözlerin.
(H.Cengiz Alpay)
*
Kazıklı Voyvodalar
Voyvodalar çoğaldı, kazık atan atana,
İtibar günümüzde kazığı dik tutana.
Yoksulun gırtlağında simit düğümlenirken,
Alkış tutun deveyi hamutuyla yutana…
(Fazıl Bayraktar)
*










Hangi ses ?
Öğretmen müzik dersinde Selim’e sordu;
-Söyle bakalım Selim, en çok hangi sesi seviyorsun?
Selim;
-Teneffüs saatini bildiren zil sesini öğretmenim !
*
Yükselmenin yolu
Öğretmen hayat bilgisi dersinde;
-Hayatta yükselmek için ne yaparsınız?
Birisi hemen parmak kaldırır. Öğretmen;
-Söyle bakalım evlâdım.
-Uçağa bineriz öğretmenim !
*
Yalakalık
Amacına eremezsin,
Hiçbir yere gelemezsin,
Hem de düşer, bilemezsin
Yapamazsan yalakalık.
(İsmail Kara)
*

Biz ne bilek beğim
Anlamayız kopya nedir asıl ne
Perde, sahne, solo, koro, fasıl ne
Deyyuslukta erkân nedir, usul ne
Biz ne bilek beğim, böyükler bilir.
(A.Karakoç)
*
Temel’in Kızı
Temel’in kızının gevezeliğinden tüm okul
yaka silkiyordu. Okul müdürü Temel’e bir
yazı gönderdi;
-Kızınız çok geveze. Okulda kimseye rahat vermiyor.
Temel’den okul müdürüne gelen cevap şöyleydi;
-Siz gelun bir de anasını görün… Ben ne çekeyrum.
*
Sevgili dostlar, bu haftalık buraya kadar. Hoşça kalın !