6 Temmuz 2014 Pazar

P A Z A R K E Y F İ

PAZAR KEYFİ

Daktilo Makinesi
Eskiden bir söz vardı hani; “Tüfek icat oldu, mertlik bozuldu”
diye… Bilgisayar icat oldu, daktilo makinesi unutuldu. Bir
süre ben ve benim gibi eskilerin yeni teknolojiye uyum
sağlaması pek de kolay olmadı. Fakat, daktilo makinesinin
de belleklerden tamamen silinmesi yine uzun yıllar alacak.
Pek çoğu da antik eşyalar arasında yerini bulacak.
Hakkında Basri İmece’nin şiiri gibi şiirler de yazılmayacak.
Tuşların parmaklarım altında
Ne kadar haşin?
Peki Sabahat’ın elinde
Neden yumuşak sesin?
Cevap daktilo makinesi
Yoksa sen
Erkek misin?
*
Götürme Sanatı
Şair dostum Tahsin Şentürk, bir zamanlar  “Götürme Sanatı”
adlı bir şiir karalamış;
Küçük çalıp
Kodesi boylayacağına
Büyük çal
Leyleği havada gör
-İstikamet Amerika-
Şentürk bu şiiri yeniden yazsa, sanırım şöyle bitirirdi;
“Büyük çal
Üstüne sünger çek
Mal sahibi, mal”…
*
Seçme Özlü Sözler:
Son yıllarda evlilikten ziyade boşanma sayısındaki artış
oldukça dikkat çekici… Bu hafta sözleri evlilik konusunda
seçelim istedik.
-İlk karını sana Tanrı, ikinci karını insanlar, üçüncü karını ise
şeytanlar gönderir. (Japon Atasözü)
-Evlenmeden önce gözlerinizi dört açarsanız, evlendikten sonra
yarı yarıya kapatabilirsiniz. (Benjamin Franklin)
-İnsan ömrünün en önemli olayı iyi bir eş seçimidir. (Drusus)
-Bir kere evlenmek ödev, iki kere evlenmek eğlence, üç kere
evlenmek çılgınlıktır. (Hollanda Atasözü)
-Başarısızlığa uğrayan evlilik değil, evlenen insanlardır. (Fosdick)
-Evlilik zamanın gittikçe kuvvetlendireceği tek bağdır. (A.Maurois)
(Sayın Av.Orhan Dinçel’e teşekkür ve saygılarımla)
*
Mehmet Çınarlı’dan bir inci;
“Kalenin burçlarında dalgalanan bayrağı görüp, iyimserliğin son haddine kadar gidenler var. Kalenin içinde söylenen türküleri işitip, yaşamaktan ümidini kesenler bulunduğu gibi. Gerçek ne odur, ne de bu. Kalenin içi alındıktan sonra, bayrağın burçlardan indirilmesi sadece bir an meselesidir. Ama, yalnızca kalede söylenen türküleri dinlemek, susanları hesaba katmamak da yanlış”. (Kasım 1969)
*
ILGAZ ANADOLU’NUN…”

Temmuz 1986 da Kastamonu Açıksöz Gazetesinde yayınlanmış bir makalem var;
“Ilgaz Anadolu’nun sen yüce bir dağısın”. Yazımın sonları şöyle;
“Ilgaz burada mağrurdur. Acımaz. Sizi yokuşa sürer de sürer. Adeta meydan okur. Teknik ilerledikçe insanlar da böyle nice dağlara meydan okuyor. Sen misin, bana rahat geçit vermeyen?
Getirirler bir sürü makineleri… Girerler dağın içine, köstebek gibi tüneller kazarlar.
Öğrenildiğine göre Ilgaz’a da böyle bir meydan okunacak yakında. Üçbin metrelik bir tünelle, vermem dediği geçit kolaylığı elinden alınacak onun…
Ama gene de ne etseler şarkılarını unutturamayacaklar;
Ilgaz Anadolu’nun sen yüce bir dağısın”…
Aradan 25 yıla yakın zaman geçti.
O zamanlar için adeta “rüya” diyebileceğimiz bu şey gerçekleşmeye başladı. Geldi bir sürü iş makinesi, başladılar dağı delmeye…Ilgaz tünelinin yapımına başlandı ve devam ediyor.
*
Bir dörtlük ;
İnsanları küçümseyip kırmaktan
Duyarsız, vicdansız, katı olmaktan
Tenkit ile alay edip gülmekten
Daima kaçınır dikkat ederim
(Sevil Mısırlıoğlu)
*
Değerli okurlar hepinize saygılar sunuyor, iyi ramazan ve iyi bir bayram diliyorum şimdiden…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder