6 Kasım 2012 Salı

AYILAR VE ADALET


AYILAR VE ADALET

Yazının başlığını biraz tuhaf buldunuz değil mi? Bu aslında, aşağıya da eklediğim şu haberle ilgilidir;

"Dağda bir ayı tarafından öldürülen kişi için Erzurum'da yakınları tarafından dava açılarak devletten tazminat istendi. Mahkeme davacıyı haklı buldu ve devletin 60 bin lira tazminat ödemesi hususunda karar verdi". 

Ülkemizin pek çok yerinde geniş dağlar ve ormanlar var. Doğal olarak bu alanlarda yırtıcı (vahşi) hayvanlar da yaşar. Maazallah bu hayvanlar (ayılar), çok sayıda insan öldürse, devletin hali nice olurdu? Tazminat ödemekle kolay kolay baş edemezdi. Dağdaki hayvanların insan kıyımına karşı, devletin sorumluluğu  ağırmış meğer…

Peki, şehirlerdeki ve diğer yerleşim alanlarındaki durum neden farklı? Yani buralarda devletin sorumluluğu daha mı az? Elbette değil… Ne demiş eski başbakanlardan biri; “Fırat’ın kenarında bir kuzu kaybolsa, başbakan olarak ben sorumluyum”. Yani devleti yöneten olarak, devlet olarak “sorumluyum”.

Yerleşim birimlerinde insanlara zarar veren magandalar (iki ayaklı ayılar) için verilen cezalar çok daha hafif oluyor çoğunlukla… Trafikte, diğer insanlara karşı sorumsuzca davranarak; düğünlerde silâh patlatarak, maddi hasarlara, yaralanmalara, ölümlere yol açanlara bir ayı kadar değer verilmiyor. Boş yere  kavga çıkarıp adam yaralayanlar yine öyle… Çoğu kez yakalanan hırsızlar ceza bile almıyor. Bazen de binlerce kişiyi öldüren insan, damızlık boğa gibi besiye çekiliyor. 

Miyase Yılmaz'ı öldüren ayı ve de arkadaşları Erzurum 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin kararını öğrenince; sanırım kendileriyle gurur duyup, insanların haline gülmüşlerdir.

Balâ ilçesinde yaşayan bir kişinin; hatalı ameliyatla bir kolu felç edildi. Adamın tazminat  davası on yıl sürdü ve netice alamadı. Kolunu bir ayıya filân koparttırsaydı, her hâlde kısa zamanda bir tazminat alırdı. Adaletin çok geciktirilmesi de kötüdür. Bu kişinin geçen zamanda kolu tamamen kurudu ve kesilmesi gerekti. 

M.Ö. 535-475 tarihleri arasında yaşamış ünlü Yunan filozofu Herakletios bile yaşadığı devirde demiş ki; "Adaletsizliği, bir yangından daha çabuk önlemeliyiz".

Öte yandan, vatandaşa mutlu bir yaşam sağlaması gereken devlet (baba devlet) nice masum kişileri de hapsederek; uzun süre tutuklu bırakarak hem onları, hem ailelerini mutsuz ediyor. Kimilerine de tarihte görülmemiş hükümler verilebiliyor. Bakınız, Montesquieu ne diyor; "Bir kimseye yapılan adaletsizlik, bütün topluma yapılmış bir tehdittir." 
Devlet baba her yerde, her zamanda evlâtlarına, yani vatandaşlarına karşı eşit ve adil olmalıdır. Bir kesimi hoş tutmak, başka bir kesimi hor görmek gibi bir lüksü olmamalıdır. Ulusuna karşı adil olmayan / olamayanların; ülke yönetimine talip olmaları bile şu çağda yersiz ve en büyük adaletsizliktir. 

Yazan: İsmail KARA
*

Ayı saldırısına devlet tazminatı
·         SİNAN AYDIN
·         21.09.2012
Mahkeme devletin, ayının öldürdüğü 72 yaşındaki kadının yakınlarına 60 bin TL ödemesine hükmetti
Erzurum'da, ayı saldırısında ölen Miyase Yılmaz'ın (72) açtığı davada, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı'nın toplam 60 bin TL tazminat ödemesine karar verildi. İspir ilçesine bağlı Yeşilyurt köyünde yaşayan ve uzaktan akraba olan Ömer (61) ve Miyase Yılmaz, geçen yıl aynı gün farklı saatlerde bir boz ayının saldırması sonucu öldü. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı aleyhine Erzurum 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde Miyase Yılmaz'ın yakınları 120 bin TL Ömer Yılmaz'ın yakınları 133 bin TL tazminat talep etti. İki bakanlık adına 2 davada da savunma yapan avukat, "Doğada vahşi hayvanların verdikleri zarardan kimse sorumlu değildir" diyerek taleplerin reddini istedi. 

PKK ÖRNEĞİ
 
Ölenlerin avukatı Sadullah Kara ise, "Nasıl ki yapılan saldırılarda ölenlerin PKK ile özel husumeti yoksa bizim olayımızda da devletin korumaya aldığı ayılarla müvekkillerimin murislerinin bir husumeti bulunmamaktadır. Vahşi hayvanların etrafı birçok ülkede çitlerle çevrilmiş ve gerekli tedbirler alınmıştır" dedi. Miyase Yılmaz için açılan davayı sonuçlandıran mahkeme, talepleri haklı bularak, bakanlıkları 30'ar bin TL tazminat ödemeye mahkum etti.

3 Kasım 2012 Cumartesi

Kasım Aylarında Ölen Bazı Ünlüler

Kasım aylarında ölen bazı ünlüler;

01 Kasım 1958 Şair ve yazar Yahya Kemal Beyatlı öldü.
04 Kasım 1983 Yazar Doğan Avcıoğlu öldü.
05 Kasım 2006 Siyaset adamı, şair-yazar Bülent Ecevit öldü.
06 Kasım 1989 Şair Ahmet Altümsek öldü.
07 Kasım 1958 Gazeteci, yazar Aka Gündüz öldü.
08 Kasım 1973 Şair Faruk Nafiz Çamlıbel öldü.
09 Kasım 1995 Tiyatro ve Sinema oyuncusu Yılmaz Zafer öldü.
10 Kasım 1938 Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk öldü.
11 Kasım 1987 Yazar Fikret Arıt öldü.
11 Kasım 2004 Filistin lideri Yaser Arafat öldü.
12 Kasım 1973 Prof.Dr.Şevket Raşit Hatipoğlu öldü.
12 Kasım 1996 Şair Nahit Ulvi Akgün öldü.
14 Kasım 1971 Sanat tarihçisi Celal Esat Arseven öldü.
15 Kasım 1903 Şair, yazar Ercüment Behzat Lav öldü.
16 Kasım 1960 Sinema oyucusu Clark Gable öldü.
17 Kasım 1982 Şair, yazar Suat Taşer öldü.
17 Kasım 1989 Tarihçi yazar Neşet Çağatay öldü.
18 Kasım 1984 Ressam Eşref Üren öldü.
19 Kasım 1828 Besteci Franz Schubert öldü.
19 Kasım 2011 Ünlü sinema yönetmeni Ömer Lütfi Akad öldü.
21 Kasım 1997 Şair ve yazar Muzaffer Arabul öldü.
22 Kasım 1976 Yazar Sevgi Soysal öldü.
23 Kasım 1992 Tiyatro ve sinema oyuncusu Vasfi Rıza Zobu öldü.
25 Kasım 2001 Oyun yazarı Mehmet Baydur öldü.
27 Kasım 1983 Şair Feriha Aktan öldü.
28 Kasım 1995 Yazar ve çevirmen Aziz Çalışlar öldü.
28 Kasım 2002 Şair ve yazar Melih Cevdet Anday öldü.
29 Kasım 1932 Siyasetçi, düşünür Dr.Abdullah Cevdet öldü.
30 Kasım 1982 Yazar ve eleştirmen Günay Akarsu öldü.
30 Kasım 2007 Opera sanatçısı Aydın Gün öldü. 

Derleyen: İsmail KARA

1 Kasım 2012 Perşembe

YALAN ÜSTÜNE ÖZLÜ SÖZLER

(YALAN ÜSTÜNE ÖZLÜ SÖZLER)

ÇOK GÜZEL SÖZLER - 4

“İman sahibi, her hataya düşebilir. Fakat, hainlik yapamaz ve yalan söyleyemez” (Hz.Muhammed)
“Yalandan sakının; yalan fücura, fücur ise cehenneme götürür” (Hz.Muhammed)
“Yalan yere yemin etmek, evleri ıssız bırakır” (Hz.Muhammed)
“ Hayır, için söylenen yalan, fitne için söylenen doğrudan iyidir” (Hz.Muhammed)
“Yalan söylemek, iftira etmek ile çıkarılan fitne; kılıçla çıkarılan fitneden de kötüdür” (Hz.Muhammed)
“Tekrar edildikçe, yalanın cüssesi büyür” (Latin A.S.)
“Beni mahveden şey; bana yalan söylemiş olman değil, sana bir daha inanmayacak olmam”  (Victor Hugo)
“Siyasî partilerin ölümü, kendi yalanlarından olur” (V.Arbutnot)
“Günahın birçok âletleri vardır; lâkin yalan bunların hepsine uyan bir saptır” (Holmes)
“Yalanlar gerçeklerle bağdaşmadığı gibi, genellikle kendi aralarında da çatışırlar” (Daniel Webster)
“Nice üstün görünümler altında yalan dolan vardır” (W.Shakespeare)
“Asla yalan söyleme. Yalan söyleyen, yakalanmak korkusu içinde yaşayan hırsız gibidir” (A.Fuat Başgil)
“Az yalan söylenmez; yalan söyleyen her yalanı söyler” (Victor Hugo)
“Bir insan, hiçbir durumda yalan söylemek özgürlüğüne sahip değildir” (Thomas Carlyle)
“Bir kez yalan söyleyenler, ikincisini de söyleyebilirler” (Henry Fielding)
“Bir yalan ne kadar hızlı olursa olsun, hakikat ona yetişip geçer” (Kenya Özdeyişi)
“Bir yalancı, iyi bir hafızaya sahip olmalıdır” (G.Berkeley)
“Dünyayı idare eden tek kuvvet vardır; yalan” (R.Necdet Kestelli)
“En çirkin yalan, çocuğa ve halka söylenen yalandır. Çünkü her ikisi de kolay kanar” (Lord Braugham)
“Eşyanın ve hadiselerin kendileriyle uğraşınız, çünkü onlar yalan söylemesini bilmezler”
(Francis Bacon)
“Gerçek ayakkabılarını giymeden, yalan dünyayı üç kez dolaşır” (Mark Twain)
“Her şeye özür dileme hakkınız olabilir ama yalana asla” (G.H.Superguen)
“Her şeyi genelleştirmeyi seven insan, genellikle yalan söyler” (R.Multhof)
“İnsanın kendi vatanı için yalan söylemesi, bir vatanseverlik sanatıdır. Buna diplomasi denir
(Ambroce Bierce)
“Kalıcı dostlar istiyorsan, yalanla olan dostluğunu bitir” (M.Cemal Kutay)
“Kişi; yeterince iyi bir hafızası olduğuna inanıncaya kadar, asla yalan söylememelidir” (Montaigné)
“Yalan dörtnala gider, gerçek adım adım yürür fakat gene de vaktinde yetişir” (Norveç Özdeyişi)
“Yalan; güven ve emniyeti, huzur ve güveni yok eder” (İmam Şafii)
“Yalan ile kurulan yuvanın saadeti de yalandır” (Fuzuli)
“Yalan kadar hiçbir hayvan, velûd değildir; bir yalan en aşağı on yalan doğurur” (Cenap Şahabettin)
“Yalan kadar insanı alçaltan bir şey yoktur”(Anton Çehov)
“Yalan, korkunun tortusudur” (Özdemir Asaf)
“Yalan ölümlü (geçici), doğru ölümsüzdür (ebedidir)” (Mary Baker Eddy)
“Kendi kendine inanmayan her zaman yalan söyler” (Friedrich Nietzsche)
“Çok mal haramsız, çok söz yalansız olmaz” (Yunus Emre)
“Doğru pabucunu giymeden, yalan dünyayı dolaşır” (Mark Twain)
“Yıkmak düzeltmekten, yalan söylemek ispatlamaktan daha kolaydır” (Arthur Schopenhauer)

Derleyen: İsmail KARA